Ana Sayfa Yap         Sık Kullanılanlara Ekle           İletişim    

  Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulunun 22/04/2024 Tarihli ve 75935942-050.01.04-[01/23521] Sayılı Kararı (25.04.2024)      Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulunun 22/04/2024 Tarihli ve 75935942-050.01.04-[01/23520] Sayılı Kararı (25.04.2024)      Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulunun 22/04/2024 Tarihli ve 75935942-050.01.04-[01/23519] Sayılı Kararı (25.04.2024)      SGK DUYURU: 2024/Şubat Dönemi SGK Prim Borçlarının Kdv Mahsubu İle 26/04/2024 Tarihine Kadar Ödenebilmesi (18.04.2024)      5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu Sirküleri / 65 Yayınlandı (18.04.2024)      Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 51) Taslağı (16.04.2024)      Sanayi Siciline Kayıtlı Firmalar Yıllık İşletme Cetvelini 30.04.2024 Tarihine Kadar Vermeleri Gerekir (15.04.2024)      Bağımsız Denetime Tabi Şirketlerin Belirlenmesine Dair Cumhurbaşkanı Kararında Yapılan Değişiklikler (08.04.2024)      Gelir Vergisi Beyanında Son Gün Bugün (5 Nisan 2024) (05.04.2024)      GİB E-Beyanname: 03.04.2024 Hizmet Vergisi Beyannamesi (Banka Muameleleri Vergisi) Mükelleflerine Önemli Duyuru (04.04.2024)      Reeskont İşlemlerinde Uygulanacak İskonto Faiz Oranları Artırıldı (03.04.2024)      GİB E-Beyanname Duyuruları (02.04.2024)      SGK Genelgesi 2024/4 - 2013/11 sayılı Genelgede değişiklik hk. (29.03.2024)      VERGİ USUL KANUNU SİRKÜLERİ/166 (28.03.2024)      Elektronik Belge Sistemlerinde Yapılacak Planlı Bakım Çalışmasının Tamamlanması Hakkında Duyuru (28.03.2024)      Elektronik Belge Sistemlerinde Yapılacak Planlı Bakım Çalışmasının Uzaması Hakkında Duyuru (28.03.2024)      Yeni e-Beyan Sistemi Hakkında Duyuru (21.03.2024)      SGK Genel Yazı: 5510 Sayılı Kanunun 21 inci Maddesinin Beşinci Fıkrası Uygulaması (12.03.2024)      Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu Kararı (E: 2023/4, K: 2023/6) (12.03.2024)      5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 89 uncu Maddesinin İkinci Fıkrasına Göre Uygulanan Gecikme Cezası Oranının Yeniden Belirlenmesine İlişkin Karar (Karar Sayısı: 8256) (12.03.2024)     

HAVA DURUMU

MAKALELER


Kamunun Borç Ödememesi Halinde Şüpheli Alacak Karşılığı

Bursa, 14.Mayıs.2009

 

KAMUNUN BORÇ ÖDEMEMESİ HALİNDE ŞÜPHELİ ALACAK KARŞILIĞI

   Ticarette, kazanmak da vardır, kaybetmek de. Ticarette risk alan kazanır veya tümüyle kaybeder gibi deyişler hepimizin malumudur. Ticarette risk almanın sonucu olarak da bazı alacakların tahsil edilememesi, şüpheli hale gelmesi durumu ile karşılaşabiliriz. Vergi Usul kanunumuz alacakların şüpheli hale gelmesi halinde neler yapılacağını 323 üncü maddesinde düzenlemiş olup madde aşağıdaki gibidir.

   Şüpheli alacaklar:

   Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;

   1.  Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;

   2. Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar;

   Şüpheli alacak sayılır.

   Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir.

   Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder.

   Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kar-zarar hesabına intikal ettirilir.

   Şeklindeki Vergi usul kanununun 323 üncü maddesi hem şüpheli alacakları ve hem de karşılık ayrılma esas ve usullerini belirtmiştir.

   Şüpheli alacak karşılığı uygulamasını, kimlere hangi esas ve usullerle şüpheli alacak ayrılacağı konusunu işlemeyi bir başka yazı konusuna bırakalım da bugünlerde öne çıkan kamu kurum ve kuruluşlarından olan alacakların ödenmemesi  ve bu alacaklar için şüpheli alacak karşılığı ayrılıp ayrılmayacağını irdeleyelim.

   Ülkemiz, her ne kadar 1980 yılından sonra dışa açılma politikası, 2000 yılından sonra ise özelleştirme politikaları tatbikatı ile devletçilikten daha çok özel ekonomiye kaymakta ise de halen dünyadaki en büyük devletçi ülkelerden biridir.

   

   Yapılan kamu yatırımları için bir çok kamu müteahdidi doğmuş, zenginler oluşmuştur. Hatta, ülkemizde meşhur laftır. (Her iktidar kendi zenginlerini yaratır.)                                                   Ama bu deyişlerin tersi de var, her iktidar kendi zenginlerini yarattığı gibi kendi müflis tüccarlarını da yaratabilir.

   Bilhassa, bütçe açığının çok olduğu, devlet gelirlerinin giderlerini karşılayamadığı dönemlerde ve bugünkü gibi kriz zamanlarında da devlet, borçlarını süresinde ödeyememektedir. İşte böyle durumlarda , tüccar veya müteahhit, hem devlete yasalar gereği faturalarını kesmekle ve elde ettiği , daha doğrusu elde edemediği halde tahakkuk eden gelirlerini beyannamesinde göstermek ve de vergisini vermek zorunda kalmaktadır.

   Oysa, devletten alacağını alamamıştır ve devletten kazandığı görünen gelirleri de beyannamesinde beyan etmiştir. Tabii isteyerek beyan etmemiştir. Yasa gereği beyan etmek zorunda olduğu veya muhasebecisi ikaz ettiği için beyan etmiştir.

   Elinde parası olmadığı için vergisini veremez, vergi takibatına uğrar, yurtdışı çıkış yasağı, hesaplarına el konulması gibi durumlarla karşılaşabilir. Peki devletten alacağını alamadığı halde bu şekilde kar göstermesi, vergi çıkması, takibata uğraması doğru mudur? Bize göre doğru değildir.

   Vergi usul kanununun yukarıda belirttiğimiz maddesi alacakların tahsil edilemediği takdirde hangi şartlarda karşılık ayrılabileceğini belirlemiştir. Bu şartların gerçekleşmesi halinde, borçlunun hukuki statüsüne bakılmaksızın şüpheli alacak karşılığı ayrılacak ve böylece kar çıkmayacak, vergi de çıkmayabilecektir. Bu şekilde düşünüldüğünde, kamu kuruluşlarından yani devletten olan alacakların bir özelliği yoktur ve bu alacaklar için de karşılık ayrılması gerekir.

   Ancak, Maliye Bakanlığı tarafından verilen mukteza (özelge) lerde , şüpheli hale gelen alacağın teminatlı alacak olması halinde ayrılan karşılığın teminat dışında kalan kısma isabet edeceği, teminatın alacağın tamamını kapsaması durumunda şüpheli alacak karşılığı ayrılamayacağı belirtilmektedir.

   Yine, alacağın kamu idaresi tarafından gecikmeyle ödenecek olması, alacağın tahsilinin şüpheli hale gelmesini gerektirmediği belirtilerek KAMU KURUMLARINDAN OLAN ALACAKLAR İÇİN ŞÜPHELİ ALACAK KARŞILIĞI AYRILAMAZ denilmiştir.

   Buna karşılık Hesap Uzmanları Kurulu Danışma Komisyonu, 116 yayın sıra no.lu kararının başlangıç bölümünde borçlunun kamu idaresi olması sebebiyle , borcun ödenmesinin gecikebileceği fakat ödenmemesi ihtimalinin hiç bulunmaması sebebiyle kamu idarelerinden olan alacaklar için şüpheli alacak karşılığı ayrılamaz denmekte ise de

   Kararın ikinci kısmında yapılan incelemede, kamu kurum ve kuruluşlarından olan alacaklar için karşılık ayrılabileceği hükmü yer almaktadır. Hesap Uzmanları Danışma Komisyonu bu kararını verirken,

   - Vergi Usul Kanununun 323. maddesinin bütün mükellefler için aynı esas ve ölçüler dairesinde tatbiki gereken hükümleri ihtiva eden bir madde olduğu,

   - Özel hukuk hükümlerine göre doğan ve şüpheli alacak karşılığına konu olabilecek bir alacağın kamu idareleriyle veya diğer mükelleflerle ilgili olup olmadığının araştırılmasına gerek olmadığı,

   - Borçlunun ödeme bakımından iyi niyet sahibi olup olmamasının, mali imkan ve itibarının bulunup bulunmamasının ve bu hususun borçlu için bir teminat teşkil edip etmemesinin üzerinde durulmasını gerektirecek hususlar olarak kabul edilmemesi gerektiği,

   - Kamu idarelerinden olan alacaklar için karşılık ayrılmadığı takdirde elde edilememiş bir gelir için vergi ödemek sonucunu doğuracağı,

   - Kamudan olan alacakların teminatlı alacak olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı

   - Kamu alacağına karşılık ayrılamamasının vergi adaletine uygun olmayacağı belirtilmiştir.

   Bu sebeplerle Hesap Uzmanları Danışma Komisyonunca, kamu idarelerinden alacaklar için karşılık ayrılması ve bu karşılığın o yılın kar-zarar hesabına intikal ettirilmesi uygun görülmüştür.

   Peki, bizim mükelleflerimiz ne yapsın?

   Biz yazılarımızda bir takım çıkış tedbirleri göstermeye çalışıyoruz. Ancak, böyle bir konuda şunu kesin olarak böyle yapın diyemeyiz. Bana göre, mükellef kendisine güveniyorsa, kamudan alacağına karşılık ayırır ve herhangi bir incelemede aleyhine rapor çıkarsa, bu danışma komisyonu kararı ve kanunun maddeleri esas alınarak mahkemeye başvurarak davayı kazanabilir.

   (Bu yazı için Hesap Uzmanları Kurulu Danışma Komisyonununun 116 yayın no.lu kararı ve YMM. Sayın Aydın Kıratlı’nın Yaklaşım Dergisinde çıkan yazısından yararlanılmıştır.)

 

 

Cevdet Akçakoca

Yeminli Mali Müşavir


                             

AKÇAKOCA Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti.

Adres:      Kükürtlü Mh. 3. Kardelen Sokak, Yıldız Apt. Sitesi Yıldız Apt. Blok No. 2A Osmangazi/Bursa

                 
29 Ekim Mah. Muammer Aksoy Cad. Kirmikil İş Merkezi No:26 /18 ve 22 Nilüfer /Bursa

Tel:           (0224) 233 28 20

E-Posta:   cevdeta@cevdetakcakoca.com  -   akcakoca@superonline.com



Her hakkı saklıdır. 2010 www.akcakocaymm.com.tr

Web Tasarım   
www.MuhasebeTR.com